MEMLEKETİM
KELKIT İL GÜMÜŞHANE
Memleketim Kelkit, İl Gümüşhane
Kül oldum yanarım ben yana yana
Gurbet ellerinde kaldım divane
Elini yüzüme sür kadir mevlam...
Garibem Salihim, çekemem kahır
Dünya zindan oldu, gelmiyor ahır
Eğer anan seni seni bana vermezse
Sen bana kardaş de, ben sana bacı...
Pınarın başında çınar ağacı
Tabip bulamadı, bana ilacı
Eğer anan seni seni bana vermezse
İçerim zehir; bal diye diye...
AĞIT
Karargah çift kanatlı
Doktor gelir al atlı
Yürü doktor bey yürü
Beynime kurşun aktı
Sepet sepet yumurta
Ana beni unutma
Unutursan tez unut
Göz yaşını kurutma
Harmana verdim yanımı
Toprak emdi kanımı
Ben hasretlik bilmezdim
Silah aldı canımı
Tabutumdan tutanlar
Al kanları yuyanlar
Ben oldum gidiyorum
Sağ olun arkadaşlar
AĞIT
Hastane önü anam mermer döşeli
Sarhoşlar geliyor eli şişeli
Üç gün oldu ben bu derde düşeli
Oy nenni nenni,askerim nenni, severim seni
Bir mektup yazdımı
anam dört ucu kara
Künyemiz verildi kara kollara
Anam duyar ise düşer yollara
Oy nenni nenni, askerim nenni, severim seni
***
Nahır gelir Alansa'yı yol eyler
Üçgüzel de pencereden el eyler
Nettim ulan Halil ben sana nettim
Elinden tuttum da kemlik mi ettim
Halil çıkmış
şu dağlarda ne gezer
Kaytan bıyıkları kanlarda yüzer
Nettim ulan Halil ben sana nettim
Elinden tuttum da kemlik mi ettim
***
Kıran'ın altı göze
Güzeller gelip geze
Derdin ne idi bennen
Aldattın bir çift söze
Yar öyle mi öyle mi
Kelkit eli böyle mi
Tabağa gül dikerim
Kara sevda çekerim
Eller yar yar dedikçe
Ben boynumu bükerim
Yar öyle mi öyle mi
Kelkit eli böyle mi
Garip Salih coşanda
Kar dağlara düşende
Dünya benim olur yar
Ben sana kavuşanda
Yar öyle mi öyle mi
Kelkit eli böyle mi
***
Değirmenin yanında, nananay
Yütürdüm saatimi, nananay
Kız ben senin yolunda
Yitirdim hayatımı. Nananay
***
Eğlenceden gelenlere
Çöl yaylalar kar mıdır?
Sevdalıktan ölenlere
Sorgu suval var mıdır?
Yayla yollarý taşlı da
Gel benim kara kaşlım.
Anan mı döğdü seni de
Niye gözlerin yaşlı
Entarini dar eyle de
Boyuna karar eyle
Kimler kandırdı seni de
Gel bana doğru söyle
***
Sandığa vurmayın, sandık yaralı
Mektuplar geliyor, allı karalı
Benim yürek hepsinden yaralı
Yıllar kardeş yıllar, yaralı yıllar
Gide de gelmeye, karalı yıllar...
Erzurum düzünde
toplar atilir
Ağır mermi havalarda tartılır
Kimi şehit düşer, kimi kurtulur
Yýllar kardeş yıllar, yaralı yıllar
Gide de gelmeye karalı yıllar...
Askeri çektiler
horon düzüne
Benden selam olsun emmim kızına
Alsın yavruları iki dizine
Yıllar kardeş yıllar.yaralı yıllar
Gide de gelmeye karalı yıllar...
Altımıza açtık
çayır otunu
Yanlarımıza doldu gülle tütünü
Her kimi sorarsan asker yetimi
Yıllar kardeş yıllar, yaralı yıllar
Gide de gelmeye karalı yıllar...
Çilhoroz' da
toplar kurulu kaldı
Alansa'nın boynu burulu kaldı
Nice yiğitler yollarda kaldı
Yıllar kardeş yıllar yaralı yıllar
Gide de gelmeye karalı yıllar...
BEN HOROZUM
ÖTERİM
Ben horozum öterim
Öyledir yar öyledir
Çıkar tarda yatarım
Öyledir yar öyledir
Siz sarılıp siz yatın...
Gel ho gel canocan
Ben vaktinde öterim...
Kara tavuk kaz tavuk
Öyledir yar öyledir
Kanadı kanı soğuk
Öyledir yar öyledir
Tardan indim beklerim...
Gel ho gel canocan
Gelmiyor tüyü yoluk...
Hep meydanda gezerim
Öyledir yar öyledir
Piliçleri gözlerim
Öyledir yar öyledir
Bıldır ötme bilmezdim...
Gel ho gel canocan
Bu yıl da kanat çırparım...
ATIMI
BAĞLADIM
Atımı bağladım ben bir kotana
Canım kurban olsun kotan tutana
Atımı bağladım ben bir masaya
Canım kurban olsun boyu kısaya
Atımı bağladım ben bir eleğe
Canım kurban olsun huri meleğe
AĞLAR
Şu Kelkit'in altı ne güzel bağlar
Her yani çiçektir dumanlı dağlar
Her nere gitsem garipler ağlar
Her nere gitsemde Kelkitlim ağlar...
Şu Kelkit'te olur beyler, ağalar
Ayağına tokunmuþ taşlar, kayalar
Her nere gitsemde garipler ağlar
Her nere gitsemde Kelkitlim ağlar. .
Bir elimde divit,
birinde kalem
Bir yarin aklını kandıramadım.
Aşağıdan gelir
allı yalalı
Parmakları boğum boğum kınalı
Ne de büyümüşsün gelin edalı
Ben seni ezelden seven oğlanım
Aşağıdan gelir
keremin yari
Taramış zülfünü vermiş tımarı
Ak göğsün üstünde zem zem pınarı
İçip susuzluğum söndüremedim.
Aşağıdan gelir
güzelin göçü
Gelin mi ettiler canımın içi
Ömrümce saklarım verdiğin saçı
Ben seni gül iken deren oğlanım...
Kelkit'in altında bir ulu yazı
Yazıya dökülmüş gelini kızı
Attın içlerime oy olmaz sızı
Ben seni kız iken seven oğlanım...
AĞIT
Pekün'önünde üç binek taşı
Çekin atı binsin Pekün'ün başı
Kaleme benziyor kirpiği kaşı
Yazın evrağımı deryaya salın
Dağlar perde çekmiş arada kaldım
Pekün'den çıkıyor bir sürü koyun
Kimini kesin de kimini koyun
Bir oğlum olursa ismini koyun
Yazın evrağımı deryaya salın
Dağlar perde çekmiş arada kaldım
Trabzon yolları yaştadır yaşta
Elim yaramdadır, canım kafeste
Mehmet'i vurdular dağlar hep yasta
Yazın evrağımı deryaya salýn
Dağlar perde çekmiş arada kaldım
Pekün'den çıkıyor bir ince tütün
Cansız bedenimin yanında yatın
Kara toprak ile üstümü örtün
Yazın evrağımı deryaya salın
Dağlar perde çekmiş arada kaldım
***
Hemen köyün ortasında
Bekir Dayı tarlasında
Devran sürsün ortasında
Agah babanın kazları
Birin yatar, birin kalkar
Ortadaki volta atar
Kral olmuş ferman yazar
Agah babanın kazları
Hepsi okur hece hece
Yayılırlar gündüz gece
Dolsunlar bizim güvece
Agah babanın kazları
Değirmenin arkasında
Cankul kotan tarlasında
Devran sürer ortasında
Agah babanın kazları
Ne kış bilirler ne de yaz
Bağırırlar avaz avaz
Yok Ankara'da böyle saz
Agah babanın kazları
***
Cami duvarında ezan okunur
Ezan sesi kulağıma dokunur
Herkesin mektubu gelmiş okunur
Benim cigerime hançer sokulur...
SU BAĞLADIM
KELEME
Su bağladım keleme
Göllen dibine göllen
Çıktım yüksek dağlara
Tellen perçemim tellen
Ben biçerim buğdayı
Gel bağlayalım bağları
Bensiz nasıl gezersin
Şu virane dağları
Su bağlasam gelir mi
Suvarsam yeşerir mi
Yare tel çeksem
Acaba yarın gelir mi
MERYEMİM
Meryemim meryemim sarı meryemim
El alem içinde neler söylerim
Verdiğin saçınan gönül eylerim
İfadeyi de doğru söyle sarı meryemim...
Evlerinin önü
ufak bir yokuş
Kız kurban olayım o nasıl bakış
Halının üstüne döktüğün nakış
İmlek çalan parmaklarına kurbanım...
KIRAN'DAN
AŞMA GELİN
Kıran'dan aşma gelin
Al yeşil kuşan gelin
Kocan çirkin sen güzel
Gayret et boşan gelin...
Kıran'dan aşma gari
Yaramı deşme gari
Kartolları sökmeden
Bırakıp kaçma gari ..
Kıran'dan aşıyorsun
Odun mu talıyorsun
Kız memende pire var
Memeni kaşıyorsun...
ÖT GARİP
GARİP
Kelkit dedikleri bir ulu yazı
İçinde eğlenir ördeði kazı
Yarimden ayrıldım sabah namazı
Sılanın bülbülü öt garip garip...
Askeri dizmişler hep bir sırada
Çifte nöbetçiler gezer burada
Kendim gurbet elde gönlüm sılada
Sılaanın bülbülü öt garip garip...
***
Bu nasıl kuşumuş
Yuva yapmamış
Yaptığı yuvayı
Tamam etmemiş
Oy anam.oy...
Dağların başında bir dolu pınar
Ellerimi yusam, kollarım donar...
Otursam aðlasam,el beni kınar
Bülbülü çümdürdüm altın tasınan
Yar sennen yuva kuracaktık ne havasınan
Su dağın ardı mantar, bu dağın ardı mantar
Benim dertlerim günbegün artar...
Eleği satılmış posaya döndüm
Ordusu dağılmı paşava döndüm
Yuvası bozulmuş kuşa döndüm
Kaladan kalaya atılamadım
Terazim kırıldı tartılamadım
Ezrail elinden kurtulamadım...
Yuyun anamı yuyun
Suyunu serin koyun
Anamın yarası çok
Kabire ağır koyun...
Yavrum sana doyamadım
Ben yaranı saramadım
Uzaktır dağların ardı
Yüreğimi acı sardı
Boş beşiği bana kaldı
Aç gözünü bakma bana
Ağlıyorum yana yana
Artık seni toprak sarsın..
Doyamadım fidan boyuna yavrum
Seni vuran eller kırılsın oğlum kırılsın yavrum
Gözyaşımla mezarını suladım yavrum durdum
Nerdesin gel artık yavrum...
Yol üstünde harmanım
Savrulmus samanım
Bana öksüz derler
Benim öksüzlük zamanım mı
Anam oy, bacım oy...
Karlı dağı ardı karanlık
El yattı ben uyanık
Figanıma gelsin komşular
Benim yüreğim yanık